7 Aralık 2005

"Kahve Molası"


Is yasaminda önemli yerlere gelmis bir grup eski mezun arkadas grubu üniversitedeki hocalarindan birini ziyarete gitmis. Cesitli konular konusulduktan sonra sohbet, isin yarattigi strese ve hayatin zorluklarina gelmis.
Yasli üniversite hocasi ziyaretcilerine kahve ikram etmek üzere mutfaga gitmis ve degisik boy, renk ve kalitede bir cok fincanin bulundugu bir tepsiyle geri dönmüs. Kimi porselen, kimi seramik, kimi cam, kimi plastik olan fincanlari ve kahve termosunu masaya koyup kahvelerini oradan almalarini söylemis.
Tüm eski ögrenciler kahvelerini alip koltuklarina döndügünde hocalari onlara sunu söylemis: "Farkina vardiniz mi bilmem, zarif görünümlü, güzel, pahali fincanlarin hepsi alindi, masada yalnizca ucuz ve basit görünümlü fincanlar kaldi. Elbette ki kendiniz için en güzelini istemek ve onu almak çok normal ama iste bu demin bahsettiginiz problemlerinizin ve stresin nedeni.
Hepinizin istedigi fincan degil, kahve iken, bilinçli olarak herbiriniz birbirinizin aldigi fincanlari gözleyerek daha iyi olan fincanlari almaya ugrastiniz. Yasam kahveyse, is, para ve mevki fincandir. Bunlar yalnizca Yasam'itutmaya yarayan araçlardir, ama Yasam'in kalitesi bunlara göre . Bazen yalnizca fincana odaklanarak, içindeki kahvenin zevkini çikarmayi unutabiliyoruz."

5 yorum:

hicanka dedi ki...

İnsan ilk gördüğüne hemen aldanır. Görünenin ardını farkedenler ise fark yaratnlardır.

b. dedi ki...

bir kıssa ve ardından takip eden hisse :) öykü mü güzel anafikri mi yoksa hatırlattıklarımı. karar vermek için bünyemi yormayım ve sonra söylediklerim için hepsi demiş bulunayım. :)

Gamzeli dedi ki...

insan güzel olan herşeyi beğenir ama içinin nasıl olduğunu hiç düşünmez...

Gamzeli dedi ki...

Bencede hepsi doğru...Anlatılan güzel ,çıkartılan sonuç güzel , e birde buna hatırlamalar eklenirse daha da güzel....

ucusanlar dedi ki...

Keşke bunun farkına erken varabilsek. Maalesef hayat bizi o kadar koşullandırıyor ki kariyerimize, unutuveriyoruz yaşamayı bir anda...

Çok sonra tekrar bir bahar günü aklımıza geliveriyor. Ama heyhat! Çok geç oluyor.

Hele aptallık yapar da son treni yakalamaya çalışırsan, iyice de komik oluyor. (Bkn: Kırmızılı Kadın).