27 Şubat 2007

"Şambali"


Bu aralar her şeyden mutlu oluyorum, nedenini sorarsanız bende bilmiyorum ama içim kıpır kıpır..Boğazlarım şişecek galiba ama o bile engel değil nedense :)

Bugün öğle yemeğini iş arkadaşlarımla yedim… Eskiden beri dürümcü olan Emin abimize gittik, ben tek dürüm yedim, zaten bu ara eminim ki 2 kilo aldım Fazla yememem gerekiyor…

Yemek yerken konumuz SSK doktorları idi… Hastalara karşı davranışları hiç hoş olmayan tavırlardı… Hepimizde bundan şikâyetçi idik…

Yemeğimiz bittikten sonra konuşa konuşa iş yerimizin sokağına geldiğimizde saatimizin daha erken olduğunu söyleyip
Mutluluk Arayanlar bize şambali ısmarlayacağını söylemedi biz yanına yaklaşınca farkettik. Şambalicimizin yeri bizim iş yerimizin az ilerisinde minibüs ile satan bir adamcağız… Adamcağız dediğime bakmayın kravatlı falan hoş giyimli biri… Bu şambaliden biz her yaz her gün yerdik, çok da nefis bir şambalisi var, adamcağızın ellerine sağlık J Dedesinden kalma işmiş bu iş, babası da devam etmiş, sıra bu adamcağızdaymış ki adamda 55-60 yaşında var yani, kim bilir kaç yıl oldu…

Neyse şimdilik bu kadar
Hepinize şambaliyi tavsiye ederim
Afiyet bal şeker olsun

Sevgilerimle
İzmir’li Kuğu

24 Şubat 2007

"2005 Yaz Tatilim"

2005 Yılı Ağustos ayında Antalya’ ya yani Kemer-Kiriş’te bir hafta tatil yapmaya gitmiştim, acaba tatilim nasıl geçecek diye çok merak ederken, bir baktım ki tatilim bitmiş İzmir’e dönmüşüm :) sağ olsun benim Pınar Aylin yengem bana hiç yabancılık çektirmemiş ki cimcime kızı beni ve kardeşimi hiç yalnız bırakmamıştı…

Hep beraber denize saat 11 gibi gider akşamüzeri 7 gibi geri dönerdik, o yüzden İzmir’e geri döndüğümde hem kara marsık:) hem de feci şekilde hasta olmuştum yazın ortasında…Beni yabancı sanarlardı... Yengem, çok beyaz olduğu için güneşte fazla duramazdı, gündüz pek görüşemezdik ama gece saat kaçlara kadar hep beraberdik muhabbet eder, eskilerden konuşur bunun yanı sıra fıkralar bile anlatır gülmekten ölürdük…

Yengemin cimcime sarı papatyası da ve benim yakışıklı prensim bizim konuşmalarımıza katılır, çok güzel ve komik fıkralar anlatırdı, gülmekten kırıp geçirirdi bizi… Çoğu fıkrayı sarıpapatyamız sayesinde öğrendik ben ve kardeşim :) Sarı Papatya ve benim dünya yakışıklısı prensim ( kardeşim ) bir sabah kahvaltı hazırlamaya koyulmuşlar, balkona masa çıkarılmış, üstünde yok yok, bizi kaldırdılar manzara süperdi, bizden aferinleri aldılar… Masaya nazar mı değdirdik ne, kendileri için hazırladıkları sütleri döktüler tabi biz orada koptuk :) Acaba bir daha öyle güzel tatil yapar mıyız bilinmez :)

Dayım, Antalya’da Rixos Premium otelde Muhasebe Müdürü, biz yengemle hep bir araya geldik mi keşke İzmir’ e yerleşseniz diye konuşuyoruz ama sanırım olmayacak duaya âmin diyoruz. Olsun bizim içinde daha iyi, tatil yerimiz Antalya…
Bekleyin bizi, inşallah bu yaz bir şey olmazsa sizdeyiz balayında… Artık dayım kendi otelinden bir yer ayırır bize: ppp
Öptüm seni, dayımı ve küçük sarı papatyamı
Not: Sarı papatyam 13 yaşında ama o büyüse bile benim küçük, cimcime, sarı papatyam olarak kalacak:) 13 yaşında olduğuna bakmayın, ben büyük gösteriyor maşallah kızıma :)
Dünya yakışıklısı prensim ise 14 yaşında prensim büyüse bile benim gözümde dünya yakışıklısı prensim olarak kalacak :)

Foto benim nişanda çekilmişti, dayım ne yazıkki çalışması gerektiği için gelememişti…

Sevgilerimle
İzmir'li Kuğu

21 Şubat 2007

"Midye"


Dün 1. cemre havaya düşmüş, bu demek oluyor ki havalar artık ısınacak daha kışı görmeden. Geçen yıl kışı güzel yaşamıştık ama bu yıl kış geldi mi gelmedi mi hiç anlamadık…

Dün akşam kardeşimle canımız midye istedi gittik almaya üçyol metronun orada…Önce midyeyi aldık sonra bir baktık çiğ köfte var hadi ondan da alalım dedik …Eve geldik sadece biraz yiyebildim çünkü o kadar acı idi ki, daha fazla yiyemedim…Normalde acıyı severim ama çiğ köftede maalesef yiyemedim :)


Sevgilerimle
İzmir’li Kuğu

19 Şubat 2007

"Tebessüm"

Küçük kız, hüzünlü bir yabancıya gülümsedi. Bu gülümseme adamın kendisini daha iyi hissetmesine sebep oldu. Bu hava içinde yakın zamanda kendisine yardım eden bir dosta teşekkür etmediğini hatırlayarak ona bir not yazdı ve yolladı.

— Arkadaşı bu teşekkürden o kadar keyiflendi ki, her öğle yemek yediği lokantada garson kıza yüklü bir bahşiş bıraktı.

— Garson kız ilk kez aldığı bu bahşişin bir kısmını akşam eve giderken her zaman köşe başında oturan fakir adamın şapkasına bıraktı.

— Adam öyle ama öyle minnettar oldu ki... İki gündür boğazından aşağı lokma geçmemişti. Karnını ilk defa doyurduktan sonra bir apartman bodrumundaki odasının yolunu ıslık çalarak tuttu. Öyle neşeliydi ki bir saçak altında titreşen köpek yavrusunu görünce kucağına aldı.

— Küçük köpek gecenin soğuğundan kurtulduğu için mutluydu. Sıcak odada sabaha kadar koşturdu.

— Gece yarısından sonra apartmanı dumanlar sardı, bir yangın başlıyordu. Dumanı koklayan köpek öyle bir havlamaya başladı ki, önce fakir adam uyandı, sonra bütün apartman halkı...

— Anneler, babalar dumandan boğulmak üzere olan yavrularını kucaklayıp ölümden kurtardılar...

Bütün bunların hepsi, beş kuruşluk bile maliyeti olmayan bir tebessümün sonucuydu...

15 Şubat 2007

"Aşkım'ın Bana Sevgililer Günü Hediyesi"

Dün, gündüz süper yağmur yağdı buraya, seyretmeye de doyamadım. Özlemişim, epey den beri yağmur yüzü görmedik iyi oldu, bugün hava günlük güneşlikti sabahtan ama şuan bozacak gibi yine bulutlandı... İnşallah öyle yağmur bir daha yağar:)

Dün akşam çok güzel vakit geçirdik, gezdik, yemek yedik, kahve içtik, Konak Pier’e gittik, Kordon’da gezdik, Özsüt’e gittik, Kordon'da Üsküdar Çaycısına gidip nargile içtik, ben tabi her içdiğim de öksürdüm, mis gibi elma kokuyordu, kokusuna aldandım canım :p... Yani kısacası girip çıkmadığımız yer kalmadı. Her yer insan kaynıyordu, sanki bahar gelmiş gibiydi. Önce üşüdüm ama daha sonra çok sıcak oldu hava. Kordon, hınca hınç doluydu birde bunun üzerine fener’in maçı eklenince artık her yer dolmuş, içeriye girip oturacak yer kalmamış… Çok güzel kalpli, kırmızı balonlar vardı, her yer kırmızı balonlarla doluydu.


Aşkım, yanıma gelir iken çiçekle gelmiş, çiçeğimi iş yerinde bıraktım gezeceğimiz için… Dışarıda epey bir dolaştıktan sonra, cebinden bir paket çıkardı ve bana verdi tabiî ki şaşırdım, açtım içinden çok güzel, çok şirin ve kibar bir yüzük çıktı. Üstünde üçtaş var, ucunda kalp ve kalbin içinde 3 taş daha var, pekte yakıştı parmağıma, inanılmaz keyif aldım yüzüğü taktığımda… Zaten kibar olan her şeye bayılırım… Resmini çektim, yanındaki yüzükler ise kalın olan nişan yüzüğüm, ince olan söz yüzüğüm… Teşekkür ederim AŞKIM

Sevgilerimle
İzmir’li Kuğu

13 Şubat 2007

"Hafta Sonu" ve "14 Şubat Sevgililer Günü"

Sinir oldum ya blogger sayfası açılmıyor, şifremi belki elli sefer girdim ama olmuyor arada bunu çok yapıyor, nedendir anlamadım, sinirden de öldüm o yüzden yeniye geçtim umarım iyi yapmışımdır :)))

Hafta sonumuz süper geçti, c.tesi günü gündüz aşkımla gezdik, Kordon’a gittik, neskafelerimizi içtik, akşamına abimize(nişanlımın) yemeğe gittik, çok güzeldi, çok eğlendik… Yengem yemekler hazırlamış, kekler yapmış, tatlılar yapmış kısaca her şey mükemmeldi… Yengemin kız kardeşi de vardı, eşi ve kızı ile aman kızı bir tatlı bir tatlı anlatamam, hayran kaldım… Büyümüşte küçülmüş cimcime :))…Pazar günü sabahına bizi kahvaltıya davet ettiler, hatta biz kendimizi davet ettirdik :)…Çünkü onlar ile birlikte olmaktan çok mutluyuz, kafamız çok iyi uyuyor hiç sıkılmıyorum orada, çok iyi anlaşıyoruz eltimle :)..

Pazar sabahı kahvaltıya gittik, kahvaltılarımız bitti, kahvelerimizi içtik, e tabi geldik gezme faslına :))) Çok istedik piknik yapmayı ama bu hafta sonuna kaldı... Sonra üç erkek toplanıp bizi bırakıp İkea’ya gittiler. (Abim, nişanlım ve abimin bacanağı). Biz evde kaldık.( Ben, yengem ve yengemin kız kardeşi) E tabiî ki çocuklarda bizimle birlikte..Allahtan onlar dışarıya çıktı..Sitenin içinde olduğu için evleri hiç korkulacak gibi değil zaten kızların başında benim erkek kardeşimde gitti korumaya :P Sonra bizimkiler telefon açtılar sizide alalım diye ama küstük gidermiyiz hiç, yemekleri yaptık, soframızı hazırlarken geldi bizimkiler ama biz üçümüzde bakmadık hiç yüzlerine, sonra ister istemez konuştuk tabiî ki ne yapcan :))) meğerse varmış gitmelerinin bir sebebi, abim yengeme bu dört kat yapıp ütüleyen ütü varya işte ondan alıcakmış 14 şubat sevgililer günü için ama tabiî ki almamış gibi yapıp iş yerine postalayacakmış ne güzel :))

Ben Aşkıma 14 Şubat Sevgililer Günü hediyesi olarak, çok güzel kıyafet aldım, hepsi birbirine uyumlu… Pantolonu, gömleği ve üzerine yün ceketi, çok da yakıştı hatta tam üzerine oturdu benim yakışıklı aşkıma… Güle güle giy BİRTANEM…

Yarın akşam Aşkım gelicek, umarım güzelce eğleniriz :)

Bu arada herkesin 14 Şubat Sevgililer Gününü Kutlarım...

İyi Bakın Kendinize

Sevgilerimle

İzmir'li Kuğu

9 Şubat 2007

"29 Nisan 2007 Pazar, Saat 15.30"

1 haftadır nikâh işlemleri ile uğraşıp durduk ama sonunda hallettik… Geçtiğimiz hafta Pazartesi günü sabahtan kan vermeye gittik çok acıdı kollarımız, benim hafif morardı ama aşkımın kötü olmuş, baya baya fazla morarmış…Yazık birde kulağının arka kısmından da ufak bir operasyon geçirdi, kıyamam ona iki acı bir aradaydı... İki gün sonra tahlillerimizi alacağımızı söylediler ama biz Perşembe günü yani dün müsait olduğumuz için ancak gidebildik…( Tahlillerimizin hepsi tertemiz çıktı, maşallah çok sağlıklıyız)Oradan oraya, buradan buraya derken akşam üzeri işimizi halledebildik, çok yorulduk ama zevkle yaptık hep…

Bildiğiniz gibi biz nikâh tarihimizi 6 Mayıs istiyorduk ama maalesef 6 Mayısta kapalı olduğu istediğimiz tarihe alamadık, 1 hafta öncesine aldık yani 29 Nisan 2007 Saat: 15.30 ‘da beklerim :) Düğünümüzde 14 Temmuz 2007, Önce biraz üzüldüm 6 Mayıs olmadı diye ama sonra geçti, nasıl olsa düğün tarihimiz istediğimiz tarihte hiçbir sorun yok, herkes her şeyden, birbirinden memnun önemli olan da o zaten… Hepimiz Allah’a çok şükür çok mutluyuz…Bunlar aklıma gelince üzüntüm birden geçti :)
Kendinize iyi bakın
Sevgilerimle
İzmir’li Kuğu

6 Şubat 2007

"Burada Bir Garip Mezar Var"

ŞEHİTLER ÖLMEZ


Hrant DİNK’ in ölümünden sonra yaşananların ardından, VATAN’I için (adını bile sonradan öğrendiğim) DİYARBAKIR Lice’de şehit olan J.Komd. Astsb. Kd. Çvş. Kadir AYDIN’A ithafen yazılmıştır. Ruhun şad olsun.

EY KOCA DÜNYA BENDE ÖLDÜM

Ey koca dünya bende öldüm,
Belli ki hiç birinizin haberi yok,
Hem de DİNK’ ten sadece bir gün önce,
Ama sen ne duydun, ne gördün, ne de umursadın…Ölümümden hemen sonra kameralar gelmedi oraya,
Halk’ta toplanmadı ellerinde karanfil ve mumlarla,
Hiçbir devlet büyüğü ve Amerika’da kınamadı ölümümü,
Ve yazmadılar adımı mezar taşımdan başka, hiçbir yere…

Hâlbuki benim adım öz ve öz Türkçe idi,’’ Kadir AYDIN,,
Okunması, söylenmesi ve yazılması onunkinden daha kolaydı,
Ama anmadı beni babamdan gayrı kimse, onu andıkları gibi,
Ve yazılmadı başka hiçbir yere adım, anamın yüreğinden başka…

Ben gencecik fidandım, daha hiç tomurcuk vermemiş,
Ve soldurdular beni Lice’de, hayatımın baharında,
Beni de vurdular, ben de öldüm, bilmem duydunuz mu? Ama

Bulamadılar beni vuranları 32 saatte, belki de hiç aramadılar…

Ben kendi vatanımda, vatanımı vatansızlardan korumak için öldüm,
Ben Türk’tüm, adım Türkçe, ama öğrenemedi adımı hiç kimse,
Bir kez bile manşet de olmadım ya o gül yüzümle gazetelere,
İşte EY KOCA DÜNYA BEN ASIL O GÜN ÖLDÜM…


’’Sitemim Hrant Dink’ e veya Ermeni Cemiyetine değil,
onlara bizden çok değer verenleredir.’’

alıntı...

Sevgilerimle

İzmir'li Kuğu

1 Şubat 2007

"Hepimiz Ermeniyiz Diyenlere Duyurulur"


Hepimiz ermeniyiz diyenlere duyurulur;
HEPİMİZ MEHMETÇİĞİZ;
BİR ERMENİ ÖLDÜ ON BİNLER YÜRÜDÜ,
HER YIL BİNLERCE ŞEHİT VERİYORUZ,
HANGİNİZ YÜRÜDÜNÜZ....
Sevgilerimle
İzmir'li Kuğu