30 Mayıs 2006

"ÇİKOLATA VE YAŞINIZ"

Sadece bir dakikanizi alacak. Okudugunuz yazida yapmaniz gereken hesaplari yapiniz ... Vakit kaybetmeyeceksiniz egleneceksiniz.. Bana maille geldi sizlerle paylaşmak istedim :)

1. Haftada kaç defa ç ikolata yemek içinizden geçer...? (0 dan büyük 10 dan küçük olmali)
2. Bu sayiyi 2 ile çarpiniz (çift sayi olmasi için)
3. 5 ekleyin
4. Sonucu 50 ile çarpin - hesap makinazi çikartmanizi bekliyorum...
5. 2006 da yasgününüz geçti ise 1756 ekleyiniz. Eger henüz geçmedi ise 1755 ekleyiniz.
6 Simdi dogdugunuz yili bu sayidan çikartiniz (4 haneli rakam).
Sonuç üç haneli bir rakam degilmi, Birinci hane sizin Çikolata yamek istediginiz gün sayisi....
Son iki hane ise......
¡¡ SIZIN YASINIZ !! (¡¡¡ EVEEETi !!! ¡¡¡ YASINIZZZ !!!) 2006, KAINATIN SONUNA KADAR BU HESABIN TUTACAGI TEK YILDIR...

25 Mayıs 2006

"Gençler"

"GENÇLER"
Başımıza neler örülmek istendiği ve nasıl direndiğimiz görülmeli,
Gelecek kuşaklar için ders teşkil etmeli ve uyanıklık sağlanmalı,
Zaten herşey unutulur, fakat biz herşeyi gençliğe bırakacağız,
O gençlik ki hiçbirşeyi unutmayacaktır;
Gelecek umudunun ışıklı çiçekleri onlardır.
M. Kemal ATATÜRK
Bende Biyoniğin çağrısına katıldım...29 mayıs'a kadar hiç birşey yazmayacağım...Hadi sizlerde katılın...
Sevgilerimle
İzmir'li Kuğu

22 Mayıs 2006

"Deniz"

Hafta sonu hava İzmir'de süperdi...Eminim ki diğer illerde de hava öyledir...Yaz geldi diye öyle çok seviniyorum ki...Deniz ,kumsal,plajlar , tatiller bizleri bekliyor...Bir an önce kendimi buralara atmak istiyorum... Denizi çok seviyorum..Sanırım 24 yıldır denizle iç içe olduğum için...Pikni'ğe gitmesini o kadar aşırı istemem ama denize de hiçbir zaman hayır diyemem :)

E o zaman kendime deniz kızı diyebilirim öyle değil mi? :P
Deniz benim için çok farklı , süper bişiiiiii yaaaaaa
Hadi herkesi Ege'min denizine bekliyorum...Hadi ne duruyorsunuz ;)

İzmir'li Kuğu

19 Mayıs 2006

"İNSAN ve HAYAT"

İnsan, hayatının bir yerinde durup düşünmeden bilemez gerçekte neler olup bittiğini.. Çoğu zaman yorgun mu yoksa mutlu mu olduğunu bile anlayamayabilirsin. Ama düşünmeye başladığında tükenmiş bitmiş bulabilirsin kendini.. Ya da içinde fırtınalar koptuğunu, birşeylerin kabardığını hissedemeyebilirsin. Bazen yeni hedefler belirlersin hayatın için (Bir yelkenlinin içinde yaşamak gibi..)


Gerçeklerin arkasına gizlenip, tesadüflere de emanet edebilirsin hayatı.
Yolun nereye çıkacağını bilebilsek keşke.. Belki hiç bitmeyecekmiş gibi uzanıp gidebilir sular.. Yorulduğunu bile anlayacak zamanın olmadan dolaşabilirsin okyanuslara ulaşmak umuduyla..
Okyanusa ulaştığında, hüzünlü bir akşam bekliyor olabilir seni..Belki yüreğin kabarır, gurur duyarsın geride bıraktığın azgın dalgalardan.. Bilemezsin, belki yeni bir başlangıç vardır tepelerin ardında. Ya da hayatı tesadüfe bırakmamanın, mücadele etmenin haklı gururu, sığmayabilir koltuklarının altına..
Yeniden doğrulabilecek gücün varsa, kaybetmek korkusu yeter mi hayatı ödünç almış gibi yaşamaya..

16 Mayıs 2006

"Ahmet Altan yazisinda biz Kadinlari ne guzel anlatmis"

KADINLAR yürekleriyle konuşan, gözleriyle gülen kadınlar... Bir kadını tanımak... Bütün gelgitleri, kaprisleri,küçük şımarıklıkları, korkuları,şaşkınlıkları, hercailikleri, hayal kırıklıkları, aşkları, terk edilişleri,başarıları, başarısızlıkları, kurnazlıkları, saflıkları,
çocuk ağızları,şirinlikleri, küçük yalanları,büyük itirafları, kocamanyürekleri ile kendi olmaya çalışan kadınları tanımak... Bir kadını sevmekle başlar her şey ama, bir kadını tanımaklavarılır hayatın sırrına. Bir kadını tanımaya soyunmak zor ama keyifli bir yolculuğa çıkmaktır. Dört mevsimi bir yürekte buluşturur, bu yüzden de süreklişaşırtırlar. Sürprizlerin ardı arkası kesilmez. Zordur anlamak onları. Benzemek gerekir anlayabilmek için belki de! Kendi zekasını Hatırlatanları sever, sevgisini göstermekten ürkmeyenleri, sürprizlere hazırlıklı olanları bir de. Muson yağmurları gibi yağarken, sahrada çöl fırtınası koparıpardından güneş olup ısıtabilirler. Dedim ya bir dünyadırkadınlar, yürekleriyle konuşan, gözleriyle gülen... Bir kadını sevmekle başlar her şey ama, bir kadını tanımakla anlaşılır, hayatın sırrına ancak aşkla varılacağına. Sevgi arsızıdır kadın. Verdiğinden daha fazlasını isteme bencilliğini gösterecek kadar sevgi arsızı... Bu yanını doyurunca şımaracağından korkanlar, birlikteçoğalacaklarını bilmeyenlerdir. Bir kadını sevmekle başlar herşey ama, bir kadını tanımakla kanat çırpılır özgürlüðün bütün maviliklerine Kendine inananlara, aşka inananlara koşar. Hem yaman bir aşk avcısı,hem de engebeli yollarda koşmaktan bitap aşk yorgunudurkadın. Bir kadını sevmekle başlar her şey ama bir kadını tanımakla çıkılır keyifli serüvenlere. Hayatla dalga geçmesini bilir kadın, tıpkı kendiyle dalga Geçmesini bildiği gibi. Ağız dolusu gülüşlere teslim olur. Bir kadını sevmekle başlar her şey ama bir kadını tanımakla tanık olunur tutkuların gücüne. Göze alandır kadın. Çekip gitmeyi, sahip olduklarından vazgeçmeyi, karşılık beklememeyi... Mücadele eder. kızar, bağırır ama hep sever. Dedim ya birdünyadır kadınlar, yürekleriyle konuşan, gözleriyle gülen... Yüreğini sevgiye açan ve sevmekten korkmayan
bütün kadınlar gibi...
A. ALTAN

12 Mayıs 2006

"ANNELER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN"

"Anneler Gününüz KutluOlsun Çiçekleriniz bizden olsun
Kalbiniz huzurla dolsun "
Buradan başta kendi annem ve kayınvalidem olmak üzere tüm annelerin ve anne adaylarının ANNELER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM ...Tüm annelerin ellerinden öpüyorum :)


İzmir 'li Kuğu


11 Mayıs 2006

"Çanakkale Gezisinin Fotoları"






İşte Çanakale fotoğrafları uzun zamandır yayınlayamadığım fotoğraflar... O kadar güzelki hepsi anlatamadım... Savaşlarda kullanılan bir sürü savaş aletleri ve kalıntıları....







9 Mayıs 2006

"hayat"

Hayat bazen düşebilme cesaretinide ister
Bir gökdelenin tepesinden kollarını açıp,yeni bir başlangıç için yok olmayı seçmek gibi…
Güçlü durmayı gerektirir bu yolda yürümek,
Ki attığımız her adımda uzaklaşırken kendimizden,
yinede unutmamak gerekir anayurdumuzu,

Çocukluğumuzu…

İnsanın anayurdu çocukluğuymuş…
zamana atılan her adımda yolumuzun üstünde hep bir çocuk bahçesi bırakabilmektir yürümek…
Küçük boncuk gözlerle seyretmeli hayatı bazen..
Canı isteyince gülmeli,canı isteyince avaz avaz ağlamalı insan
Tabular,ayıplar,günahlar,yasaklar yüklenmemeli hemen omuzlara.
Evet…
Bazen küçük boncuk gözlerle bakmalı her şeye…
ve nefes almayı kolay kılmak için sadece…
Sevmeli,sevilmeli tutkuyla aşık olmalı
Korkmadan karanlıkta kalmaktan girmeli gecenin koynuna
Yokluğunda değerlenen her şey gibi,ışığında değerini anlamalı karanlıkta.
Tutkuyla sarılmalı yinede
Ve yine yürümeli en koyusuna sevdanın
Hayata inat,beyinlere çekilen dikenli tellere inat delice sevebilmeli insan.
Kaybetmeden bilmeli değerini dostluğun,
Hasrete dönüşmeden tutmalı ellerini aşkın,
Dimdik yürümeli içindeki çocuk bahçesini unutmadan,
Ve toprakta mahsun bir çiçek gibi açmadan henüz
Aldığı her her nefesin hakkını vermeli insan..
Evet...
Hayat cesaretli olmayı ister
En tepeden düşebilmeyi ve en dipten yükselebilmeyi…

alıntı

4 Mayıs 2006

"Blogumdaki yeni müzik"

Blogumda ki müziği yine değiştirdim... Hayranlıkla izlediğim bir filmin müziği...Dinlemenizi kesinlikle tavsiye ederim...Süper oldu...İşte size BEYAZ GELİNCİK buyurun dinleyin :) Bu arada tüm BJK'lileri kutlarım ki bu müzik onlara gelsin...Tabiki banada :))

ARMAMIZDAKİ AY YILDIZ , TÜM YILDIZLARA BEDELDİR BEŞİKTAŞIMMMM ...

İzmir'li Kuğu


1 Mayıs 2006

"ÇANAKKALE GEZİSİ"

Hafta sonu süper geçti ... C.tesi günü arkadaşlarımızla toplanıp Çanakkale'ye o güzel şehrimizi , en çok da bizim için canlarını ortaya koyan şehitlerimizi görmeye gittik...

C.tesi gecesi yola çıktık...O kadar güzel geçti ki anlatamam...Şarkılar ,türküler söyledik ...Oynadık...sabah ezanında Çanakkale'de idik...Araba vapuruna binmek için biraz sıra bekledik ...Sıra bize geldi bindik ve karşı tarafa geçtik ama bizim şansımızdan mıdır nedir hava soğuk ve yağmurluydu...donduk diyebiliriz...Yanımıza montlarımızı almıştık ama yinede üşüdük tepe olduğu için sanırım..

Her yeri gezdik , dolaştık resimer çekildik , yemekler yedik , bazen güldük , bazende tüylerimiz diken diken oldu...Benim en çok dikkatimi çeken ve tüylerimi diken diken yapan Seyid Onbaşı'ydı..Hikayesini hiç unutmayacağım sanırım... o 295 kiloluk mermiyi nasıl kaldırmış , kadırdığı gibi denizdeki düşmanlara fırlatmış ve o gemilerin hepsini batırmış...O 295 kiloluk mermiye kaldırırken bütün kemikleri çatırdamış :(((

Neyse , bizim Çanakkale gezimiz böyleydi...Hiç uyumadık...tam 40 saat hesapladık...Dün gece saat 2:30 'da döndük eve...zaten yatar yatmaz uyuyup kalmışım... Sabahta işe geldim ama uykusuz kalmamıza deydi :)

Not : Resimlerimizi daha bilgisayara ykleyemedim..yükleyince ekliyeceğim..


İzmir'li Kuğu